ABD'de yaşayan Yahudi yazar Litvin, "Büyük İsrail" ideolojisi, İsrail'in bölgede soykırımla genişleme politikası ve ABD ile Batılı ülkelerin İsrail'e koşulsuz desteğine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Yazar Litvin, bir yılı aşkın süredir İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşananların "tam anlamıyla soykırım" olduğunu, "çatışma" olarak adlandırılmasının yanıltıcı olduğunu kaydederek, "Bu çatışma değil. Burada iki taraf yok, burada bir zalim ve bir mazlum var." dedi.
Bu bağlamda Filistin'e yönelik saldırıların, Siyonist İsrail devletinin uzun süredir süregelen "toprak gasbı sürecinin parçası" olduğunu vurgulayan Litvin, "Bu, İsrail'in ve siyonistlerin 1948'den önce de dahil olduğu soykırımcı toprak gasbının hızlanmasıdır. Dolayısıyla, şu anda gördüğümüz şey bu sürecin doğal uzantısıdır. 7 Ekim, bu ivmenin haklı gösterilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Bunu, Lübnan'da görebiliyoruz, Suriye'de, Gazze'de ve elbette büyük acılar çeken Batı Şeria'da da görüyoruz." diye konuştu.
"'Büyük İsrail' fantezisi, soykırımcı politikaların meşrulaştırılmasında kilit rol oynuyor"
Litvin, "Büyük İsrail" ideolojisini, Yahudi devletini meşrulaştırmak amacıyla kullanılan ve tehlikeli sonuçları olan "peri masalı" olarak tanımladı.
Bu ideolojinin, Batı emperyalizminin ve beyaz üstünlükçü yapıların çıkarlarına hizmet eden "anlatı" olduğunu kaydeden Litvin, "Bu fantezi, ABD, İngiltere, Batı emperyalizmi ve Küresel Güney'in beyaz üstünlükçü baskısı, seküler sömürgecilik ve kapitalist baskıya hizmet eder. 'Büyük İsrail' fantezisi, İsrail hükümetinin soykırımcı politikalarını meşrulaştırmada ve çok yüksek düzeyde korku yaratmada kilit rol oynuyor." ifadesini kullandı.
Litvin, "Büyük İsrail" anlatısının, İsrail içerisinde ve dışarısında olmak üzere iki amaca hizmet ettiğine dikkati çekerek, "Bu, İsrail toplumu içinde devlet politikalarını haklı gösteren propaganda ve uluslararası arenada İsrail'in 'savunma' hakkını pekiştiren bir gerekçedir." dedi.
"Büyük İsrail"in, İsrail'in genişlemesini savunma amacı taşıyan bir söylem olduğu belirten Litvin, bunun emperyalist hedeflere meşruiyet kazandırdığını ifade etti.
"ABD ve diğer Batılı güçlerin sağladığı cezasızlık ve destekle ayakta kalıyor"
Litvin, İsrail'in politikalarını şekillendiren ana unsurlardan birinin "soykırım temelli genişleme" olduğunu vurgulayarak, bu politikaların, ABD ve Batılı güçlerin desteğiyle sürdüğünü belirti.
Yazar Litvin, "Bu soykırımla genişlemenin, ABD ve diğer Batılı güçlerin sağladığı cezasızlık ve destekle ayakta kaldığını görüyoruz. Bu destek, İsrail'in bu politikaları sürdürmesi ve utanmazca ilan etmesi için gereken gücü sağlıyor." diye konuştu.
İsrail’deki siyasi figürlerin bu destekle güç bulduğunu ifade eden Litvin, İsrail’in geçmişte daha temkinli bir yaklaşım izlediğini, ancak bugün Batı'nın cezasızlık sağladığı bir ortamda bu politikaların daha radikal hal aldığını ifade etti.
Litvin, "Bu utanmaz genişlemecilik, daha önce siyonist girişimin daha liberal kolu kontrol altındayken, bir tür kademeli soykırım uygulanıyordu ve sözde 'liberal demokrasi' görünümü sunmaya çalışıyordu. Ancak şu anda, bu cezasızlıkla, tam anlamıyla soykırımcı genişlemeciliğe dönüştü." ifadelerini kullandı.
"Siyonist propaganda, bugün dünyadaki antisemitizmin başlıca itici gücüdür"
Litvin, Yahudi inancının, İsrail'in yerleşimci sömürgeci projesinde gasbedildiği değerlendirmesinde bulunarak, siyonizmin Yahudilik ile eş tutulmasını "Batı emperyalizminin propaganda aracı olarak kullandığını" dile getirdi.
Bu iki kavramın birbirinden ayrı tutulması gerektiğine işaret eden Litvin, "Yahudi inancının bu yerleşimci sömürgeci proje için gasbedilmesi, üzerine ciltler dolusu yazı yazılmış bir konu. Benim yaptığım şey, gerçekliğe odaklanmak ve onu propagandadan ayrıştırmak." dedi.
Litvin, İsrail'in politikalarının küresel ölçekte antisemitizmi artırdığına işaret ederek, "Aslında siyonist propaganda, bugün dünyadaki antisemitizmin başlıca itici gücüdür." diye konuştu.
Bu durumu, İsrail'in sınırları dışında yaşayan Yahudilerin kendilerini güvende hissetmemeleri için bilinçli bir politika olarak değerlendiren Litvin, "İsrail, sınırları dışındaki Yahudilerin kendilerini güvende hissetmemelerini istiyor, böylece özellikle beyaz Yahudiler İsrail'e gelecek ve sözde Filistin demografik tehdidiyle mücadele edecekler." dedi.
Litvin, bu bağlamda, İsrail devleti ile siyonistler arasında doğrudan çıkar ve çok uzun işbirliği geçmişi olduğuna dikkati çekti.
Yazar Litvin, "Her iki taraf da küresel apartheid'a inanıyor, her iki taraf da Yahudilerin kendi baskılarının sebebi olduğuna inanıyor. Dolayısıyla, siyonistler arasında, kendilerinin suçlu olduğu her şey için başkalarını suçladıkları bir tür yansıtma söz konusu." ifadelerine yer verdi.
Yahudi kökenli olmasına rağmen noröbilim uzmanı olarak meseleleri bilimsel bakış açısıyla ele aldığını belirten Litvin, Yahudilik ile siyonizm arasında keskin bir ayrım yapılması gerektiğini vurguladı.
Litvin, "Bilimsel bir mercekle incelediğimde, Yahudi inancının bu sömürgeci kaçış boyunca nasıl suistimal edildiği çok açık ve ikisini gerçekten ayırmamız gerekiyor. Siyonizm ve Yahudiliğin birleştirilmesi şu anda Batı emperyalizminin bir numaralı propaganda hilesi." dedi.