Kalyon, Almanya'da 858 caminin bağlı olduğu DİTİB'in ülkede 40 yıldır yürüttüğü faaliyetlerin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Özellikle İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından sonra Almanya'daki camilere yönelik saldırılarda da ciddi artış olduğunu belirten Kalyon, bu saldırıların tehdit mesajları, Kuran-ı Kerim yakma, camilere domuz eti parçaları gönderme gibi eylemlerle gerçekleştiğini anlattı. Kalyon, şöyle devam etti:
“Camilerimizi ve Müslümanları zor durumda bırakmaya çalışanlar var. Ancak biz DİTİB olarak bu saldırıları tespit ediyoruz, hızlı bir şekilde polise bildiriyoruz ve bu saldırılar karşısında çalışmalarımıza daha yoğun bir şekilde artırarak devam ediyoruz. Çok şükür bugün biz bu provokasyona karşılık vermeden toplumun dirliği ve beraberliği için çalışmaya devam edeceğiz. Ama bu konu bizleri endişelendiriyor çünkü camilerdeki saldırılarını artması tabii ki buradaki Türk Müslümanlar ve çocuklarımız için de bir endişe faktörüdür. Ondan dolayı bizim de Alman kamuoyundan ve özellikle siyasetten beklentimiz bu konuları daha ciddiye alması ve takibinin daha ciddi manada yapılması.”
DİTİB Genel Merkezinin faaliyetleri hakkında da bilgi veren Kalyon, “40 yıldır, 11 müdürlüğümüz ve takriben 60 personelimiz ile elimizden geldiği kadarıyla 858 derneğimiz için hizmetler, faaliyetler üretmeye çalışıyoruz. Buradan Diyanet İşleri Başkanlığımızın da desteğiyle elimizden geldiği kadarıyla cami hizmetine devam etmekteyiz ve çok şükür buradaki Müslümanların özellikle de Türk Müslümanların teveccühünü kazanmış bir kurumuz.” dedi.
DİTİB Köln Merkez Camisi'ni her yıl Avrupa'nın çeşitli bölgelerinden gelen 50 bin kişinin ziyaret ettiğini belirten Kalyon, şunları kaydetti:
“Bugün bu çalışmalarımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteren unsurlardan birisi tabii ki camilerimize bağlı 100 binlerce üyelerimizdir. Bununla birlikte cenaze fonumuza neredeyse 1 milyon insan kayıt olmuş durumunda ve bu kurumunuzun yaptığı çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Hafta sonu camilerde din eğitiminin verilmesi ve buralara on binlerce çocuğumuzun katılması ileriki zamanlarda dinimizi muhafaza etme, dilimizi ve kültürümüzü de bir sonraki nesillere aktarmak için çalışmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda özellikle sosyal hizmetler ve manevi rehberlik alanında çalışmalarımızı güçlendirmemiz gerekiyor.”