Resmî adı “Filistin Kraliyet Komisyonu” olan bu heyet, ismini başkanı olan eski Hindistan Bakanı ve İngiliz Lordlar Kamarası üyesi Earl Peel’den aldı. Komisyonun raporu, Filistin’in Yahudi ve Arap devletlerine bölünmesini öneren ilk resmî belge olarak tarihe geçti.

Büyük Ayaklanma ve Komisyonun Kuruluşu

1936-1939 yılları arasında Filistin halkı, İngiliz mandasına ve Siyonist yerleşim politikalarına karşı silahlı direnişe geçti. Bu isyan, altı ay süren ve tüm ülkeyi durma noktasına getiren büyük bir genel grevle başladı. İngilizler, isyanı bastırmak için ev yıkımları, toplu tutuklamalar ve idamlar gibi sert yöntemlere başvurdu.

İngiltere, bu krize çözüm bulmak amacıyla 1936’da Peel Komisyonu’nu kurdu. Komisyonun görevi, isyanın nedenlerini araştırmak, İngiliz mandasının işleyişini değerlendirmek ve Yahudi-Arap çatışmasına çözüm aramaktı.

Komisyonun Çalışmaları ve Raporu

Peel Komisyonu, Kasım 1936’da Filistin’e geldi ve 6 ay boyunca toplam 46 oturum gerçekleştirdi. Başta Filistinli liderler sürece katılmasa da, Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz, Ürdün Kralı Abdullah ve Irak Başbakanı Nuri Said’in telkinleriyle görüşmelere dâhil oldular. Bu kapsamda Filistin müftüsü Hac Emin el-Hüseyni, Muhammed İzzet Derveze, Cemal Hüseyni gibi önemli isimler komisyona ifade verdi.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan acil ilaç çağrısı Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan acil ilaç çağrısı

Raporda, Arap halkının direnişi bağımsızlık talebi ve Yahudi göçünün yarattığı tehdit ile açıklandı. İngiltere’nin hem Araplara hem Yahudilere çelişkili vaatlerde bulunduğu belirtilerek, mandanın sürdürülemez olduğu vurgulandı.

Raporun En Kritik Önerisi: Bölünme

Peel Komisyonu’nun 1937 Temmuz’unda yayınlanan raporu, Filistin’in üç bölgeye ayrılmasını önerdi:

  1. Yahudi devleti: Celile ve Akdeniz kıyısı boyunca uzanan bir bölge.

  2. Arap devleti: Doğu Filistin’le birleştirilerek Ürdün’le konfederasyon hâline getirilecek.

  3. İngiliz yönetiminde kalacak bölge: Kudüs, Beytüllahim ve Yafa gibi dinî ve stratejik alanlar.

Raporda ayrıca, 200.000’den fazla Filistinlinin yerinden edilerek yeni Yahudi devletine yer açılması gerektiği belirtildi. Bu öneri, modern tarihteki ilk zorunlu kitlesel nüfus transferi planlarından biri olarak kabul edilir.

Siyonist Tepkiler ve Arap Direnişi

Rapora yönelik tepkiler iki yönlüydü:

  • Siyonistler, “Yahudi devleti” fikrinin ilk kez resmî olarak kabul edilmesini stratejik bir kazanım olarak gördüler, ancak önerilen sınırları yetersiz buldular.

  • Filistinliler ve Arap dünyası ise bölünme fikrini kesin olarak reddetti. Eylül 1937’de Suriye’nin Bloudan kentinde toplanan 400 temsilciden oluşan Arap Konferansı, Filistin’in bölünmeyeceğini ve Arap kimliğinin korunacağını ilan etti.

Uygulanamayan Bir Plan ama Kalıcı Etkiler

Peel Komisyonu’nun önerdiği bölünme planı, dönemin koşulları ve Arap halkının direnişi nedeniyle hayata geçirilemedi. Ancak bu plan, 1947’deki BM Takdim Planı ve 1948 Nakba süreci için bir ön hazırlık niteliği taşıdı.

Komisyonun ardından gelen Woodhead Komisyonu (1938), Peel’in önerdiği bölünmenin lojistik açıdan uygulanamayacağına karar verdi. Ancak İngilizler, bu kararın ardından bölgeyle ilgili kararlarda daha agresif ve dayatmacı bir yol izlemeye başladı.

Sömürgeci Çıkmazın Bölme Formülü

Peel Komisyonu, İngiltere’nin Filistin’deki sömürgeci politikalarının çıkmaza girdiğini kabul ettiği ilk resmî adım oldu. Arapların öfkesini yatıştırmak için “bağımsızlık” sözü verilirken, Yahudilere de “devlet” zemini hazırlanmış oldu.

Bugünden bakıldığında, Peel Komisyonu raporu, sadece bir öneri değil, modern İsrail’in kuruluş planının önsözü niteliğindedir. Aynı zamanda Filistin halkı için de, toprağının uluslararası düzeyde ilk kez bölünmek istenmesi anlamına gelir.

daily ummah