Pedersen, Suriye'de Beşşar Esad rejimi döneminde Sednaya Hapishanesi ve diğer gözaltı merkezlerinde yapılan işkence ile zulümlere ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Sednaya Hapishanesi ve diğer gözaltı merkezlerinden gelen görüntüler, Suriyelilerin yıllardır katlandığı ve bildirdiği akıl almaz vahşeti net şekilde vurguluyor." ifadelerini kullanan Pedersen, kapsamlı belgelere ve tanıklıklara rağmen bunların hapishanedeki sistemli dehşetin sadece görünen yüzü olduğunu bildirdi.
Pedersen, "Bu görüntüler, gözaltına alınanların, ailelerinin ve sevdiklerinin katlandığı tarifsiz acı ve ızdırabın derin bir kanıtıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda kararlı ve şefkatli bir eylem zamanı olduğuna işaret eden Pedersen, rejim tarafından gözaltına alınanların, kaybolanların ve yakın zamanda serbest bırakılanların ailelerinin, tıbbi bakım, psikolojik destek, hukuki yardım ve güvenli barınak dahil acil desteğe ihtiyaç duyduğunu hatırlattı.
Pedersen, "Ailelerin adalet ve hesap verebilirlik arayışlarına yardımcı olmak için gözaltı merkezleri, toplu mezarlar ve ilgili belgeler güvence altına alınmalı. Kayıpların hesabını vermeye öncelik vermeli, ailelerin umutsuzca ihtiyaç duydukları netliği ve tanınmayı sağlamalıyız. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca hesap verebilirliği temin etmek için vahşet kanıtları korunmalı ve kapsamlı bir şekilde belgelenmeli. Mağdurlar ve onların aileleri için adalet sadece bir hak olmasının yanı sıra iyileşme ve daha fazla ihlalin önlenmesi için de gereklidir." değerlendirmesinde bulundu.
Tüm tarafları ve ilgili uzman kuruluşları yakın zamanda serbest bırakılanların ve hala arama yapan ailelerin insani ihtiyaçlarına öncelik vermeye, bağımsız gözlemcilere sınırsız erişim sağlamaya ve uluslararası hukuk yükümlülüklerine uyma çağrısında bulunan Pedersen, sayısız çocukların hala çeşitli otoriteler altında gözaltı merkezlerinde keyfi olarak tutulduğunu ve derhal serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
Pedersen, "Tüm tarafları BM uzman kuruluşları ve bu konuları ele alan tüm ilgili uluslararası ve ulusal kuruluşlarla işbirliği yapmaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.
Dünyanın, Suriye halkını dinlemek ve onlar için harekete geçmek zorunda olduğunu kaydeden Pedersen, bu tür dehşetlerin bir daha asla tekrarlanmayacağı bir geleceğe doğru yorulmadan çalışmak gerektiğinin de altını çizdi.